Yollarımızın kesiştiği sadece bir anım var.
Makarnalarını çok sevdiğim Ara Cafe'deydim ve dışarıda inanılmaz bir sağanak başlamıştı. Ben kolsuz çok ince (her zamanki gibi) bir tulum giymiştim. Arka masada Ara oturuyormuş, beni görünce "sen böyle donmuyor musun?" diye laf atmıştı. Ağzım kulaklarımda bir şeyler gevelemiştim. Genelde sanatçıya değil ama sanata aşık olduğumdan o gün Ara Güler'le fotoğraf çektirme talebinde falan bulunmadan çıkmıştım cafe'den. Tabi fotoğraflarına hayran hayran saatlerce bakmış, öğrenci harçlığıyla her fırsat bulduğunda, o pahalı fotoğraf kitaplarından almaya çalışmış biri olarak heyecanımın beni nasıl bir kalp çarpıntısına sürüklediğini şu an bile tekrar hissedebiliyorum.
Aşağıdaki fotoğraf diğer başka bir kaç fotoğrafla birlikte, üniversite hayatım boyunca beni motive eden şeylerdendi. Çok umut verirdi bana, ilham verirdi, bir amaç sunardı, teşvik eder ve cesaretlendirirdi. Sanattan beklediğim her şeydi yani.
Hala çok ince giyiniyorum zaman zaman ve her seferinde görse Ara Güler'in muzipliğiyle bana "çok ince giyindin" diyeceğini düşünüp gülümsüyorum.
Bu dünyadan Ara Güler geçti... (16 Ağustos 1928 - 17 Ekim 2018)