28 Ekim 2011 Cuma

Gecenin kaç çocuğu vardır?

Ben geceye inanırım, sen benim kadar inanç duyuyor musun ona, buna bakmalısın. Bir de: kaça kadar saymayı başarabilirsin. İşe başlarken tek tek adımlarını ölçerek kullanmayı bilmeli insan. Sayılar kuramına enine boyuna baktım ben, sayıları bir bir tanımaya çalıştım, sıfırla yüzleşeyim dedim ve sıfırı tükettim. Şimdi, kim ileri sürebilir şunu : Gecenin sıfır çocuğu vardır. Kanıtlamak gerekir. Böyle bir sava inanıyorsak, ne yapabiliriz, oturup saymaya koyulmaktan başka. Bir kere, her gün geceyi beklemek zorunda kalacağımız kesin. Sonra, bütün geceyi uyanık geçirmekten başka bir çözüm bulamayacağımız da kesin. Asıl aşılması kolay olmayan engel, gecenin yerini saptamak. Onun gökyüzünde durduğunu sanan öylesine çok insan gördüm ki, ancak bu kadar yanılmak olur: Gece olunca, kalkıp yeryüzüne iner. Yoksa bunca korkmaz, bunca ateş, mum, lamba yakmazdık. Demek ki gece, gerçekten içimizdedir. Onun için çocuklarını sayamayacağımızı sanmak boş yere büyüklenmeye kapılmaktır. Ben gecenin yerinde olsam çocuklarımı saydırmazdım. Sayıların sonul sonsuzluğu buradan kaynaklanıyor bana kalırsa. Sonra, gece diyorsun ya, kuzum hangi geceden sözediyorsun: Dün gece yarın gece ile nasıl karşılaştırılır? Hem yarın gecenin geleceği nereden belli?

Enir BATUR. (bir balık bir başka balığa onu sevdiğini söyler mi?)

25 Ekim 2011 Salı

Göğe bakma durağı*

İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yanab otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım

Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belleyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım

Turgut Uyar