18 Aralık 2011 Pazar

kış bekçisi bayım zu Henry*

Bazen bir cümle kuruyorlar ve karşısında gözlerin doluyor. Yetmiyor çenen titriyor. Yetmiyor gözlerin öyle sevgiyle bakıyor ki “yerin dibine girsem daha iyiydi.” halini yaşıyor cümle kurucular. Bazen insan dilini tutamıyor. Bazı dillere kör düğüm atılmalı, bazı düşünceler def edilmeli zihinlerden, bazı kalpler yalnız sevgiyle dolmalı. Ama öfke kimi zaman insanı kusturabiliyor. Bağıra çağıra veya karman çorman harfler arasında. Bazen öyle olduğu gibi ne varsa… bana kalırsa mutluluktan hasta olmayı tercih etmeli insan. Öyle çok gülmeli ki midesi bulanmalı-başı ağrımalı mesela. böylesi daha yaşanası olabilirdi. Bilirim, her şeyin fazlası zarar.

Kış bekçisinin mütemadiyen planlarımı suya düşürmek gibi bir misyonu var. Takdir ediyorum ki işinde oldukça başarılı. Mesela şemsiyesiz günlerimde daimi olarak yağmur yağdırıyor, tam yetişecekken shuttle’ı okula gönderiyor, en sevdiğim tatlıyı bulunmaz kılıyor, sabah kahvaltısı siparişlerimi geciktiriyor. Basit numalar. Ama sevdiklerimin çevresinde dolaşmasına tahammül edemiyorum. İşte o zaman “çizgiyi aşıyorsun Kış bekçisi Bayım zu Henry*” diye bağırmak geliyor içimden. Beni aramızdaki soğuk savaş sessizliğinden çıkarıp tüm canlı organizmaları yok edecek sıcak savaşın gürültüsüne çekmeye çalıştığının farkındayım. Zararın fizyolojik etkisinden korkmuyorum üstelik. Sevgilime bir sonsuzluk yüzüğü hediye ederim The Vampire Diaries vari yaşar gideriz. Ancak sessizlik kadar anlamlı az şey var.

Şans bazen aranınca bulunan bir şeydir. Hangi duygunun misafiriyim? Nasıldı kaybedenler kulübünde “her şeyin başı su.” Aynen öyle.

Deniz aşırı bir ülkede uyansak diyorum. Bildiğimiz tüm dilleri unutsak mesela. gördüklerin ve hissettiklerinden ibaret bir dünya. Bunun için okumayı unutmaya bile rızalıyım. Her şeyin en sade olduğu yere duyduğum ihtiyaç günden güne artıyor. Müzikten yorulmamak için bilmediğim dillerde şarkılar dinlemeye başlayalı çok oluyor. Bir diğer seçenek için, http://www.youtube.com/watch?v=ReLllNkqcxw

Üstünden ne sular akmış.
Senin diyorum öpücüklerimde boğulmanın bir anlamı var.

Sevgilerimle,
derya.

1 yorum:

  1. " yaz, fazla şımartılmıştır, fazla havalı. beden kusurlarını göstermeye zorlayıp yorar insanı. bedenlerin mevsimidir yaz; yani sükseli bir kimse değilsen bitiktir işin.
    bahar tehlikelidir. insana olmayacak işler yaptırdığı gibi çabucak kaçtığı için suçu hiçbir zaman ispatlanamamıştır. tekin değildir yani.

    sonbahar başlangıç ve sondur. niyeyse hep bir şeye karar vermelisindir sonbaharda...

    mevsimlerin en merhametlisidir kış. evin mevsimi, sarılmanın, sarınmanın, sarmalanmanın. uzun çayların, derinlemesine yemeklerin, etraflıca içmelerin mevsimi...karşılaşmaların değil buluşmaların... sıcak olan her şeye doğru neşeyle yönelmenin, böylece beraber ılımanın..."

    içeriden kıyıdan konuşmalar | ece temelkuran

    https://plus.google.com/photos/115975967808078061618/albums/5691088246218307169/5691088246000154178

    YanıtlaSil